Tedavi Edilebilir Bir Durum Olduğunu Düşünmüyorum

Project Zoom
2 min readNov 27, 2020

Tuğba Baykal — Gazeteci ve video içerik üreticisi. Boğaziçi felsefe mezunu, aynı bölümde yüksek lisans yaptı. Çeşitli yerli ve yabancı basın kurumlarında muhabirlik ve editörlük yaptı. Hâlâ bağımsız gazeteci olarak mesleğini sürdürüyor.

Çekimler esnasındaki görüşme yaptığım herkese bu cümleyi kurdum. “Ben değişmek istiyorum diyeni yalnız mı bıraksaydım” diyen terapiste de, LGBTİ+ hakları aktivistine de, “ileride bir kızla tanışıp aşık olucam ve bu yönüm tamamı ile kapanacak” diyen gey erkeklere de.

Röportaj yapmayı teklif ettiklerim, onarım terapisi hakkındaki fikrimi sordular; ben de samimiyetle yanıtladım. Yani onarım terapisi yapan doktor da, bu terapiye giden bireyler de bu konudaki fikrimi biliyorlardı ve röportaj vermeyi kabul ettiler. Filmde açık kimlikli LGBTİ+ birey olarak röportaj vermeyi kabul edenler olduğu gibi ancak görüntüleri blurlanıp sesleri değiştirilirse röportaj vermeyi kabul edenler de oldu. Bu ikinci grup, değişmek umudu ile hala terapiye gidenler idi. Bana güvendiler ve tüm sorularımı da samimiyetle cevaplamaya çalıştıklarını düşünüyorum.

Bir insanın, kendinin çok başat bir parçasını değiştirmek zorunda hissedip ya da hissettirilip bu sebeple yıllarca terapiye gitmesi başlı başına bir hikaye. Benim bu belgeselde gösterdiğim, bu hikayenin çok küçük bir kısmı aslında.

Psikoloji, psikiyatri dizilerinin hele hele terapist ve danışan arası ilişkilerin çok yoğun işlendiği, popülerleştiği bugünlerde cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliğini değiştirmek için terapiye giden LGBTI+ bireylerin hikayesi de aynı heyecanla tartışılacak mı merak ediyorum. Bunalımın türlü türlüsü varken LGBTİ+ larınkine sıra gelmesi zor memleketimizde.

Görüşme yaptığım tüm LGBTİ+ bireyler uzun uzun yaşadıkları bunalımları ve neden değişmek istediklerini anlattılar. Kimi aktivist olup kimliği ile barışarak hayatındaki onarım terapisi sayfasını kapatmıştı. Kimi ise artık değiştiğine inandığı için (en azından eşcinsel ilişkilerden uzak kaldığı için) bir nebze huzur bulduğunu söylüyordu.

Bu belgeseli yapma amacım aslında bu tarz sorgulamalardan geçmiş ya da hala da geçmekte olan LGBTI+ bireylere, onların ailelerine bu hikayeleri duyurmak ve LGBTI+ olmanın değişebilir ya da değişmesi gereken bir durum olduğunu düşünüp çocuklarını bu terapilere götüren ailelere çocuklarının bu terapi süreçlerinde neler yaşadığını göstermek. Değişim umudu ile zamanını, parasını ve emeğini veren, vermeyi düşünen LGBTI+’lara ise neler yaşayabileceklerini bir nebze de olsa aktarmak.

Tabii bunu yaparken de haddimi bilerek ilerlemeliyim. İnsanların hikayelerini didaktik olmayan bir şekilde verebilmek ise belgesel boyunca en zorlandığım kısım. Nitekim görüşme yaptığım eşcinsel erkeklerden biri “Türkiye belki 30–40 sene sonra eşcinseller için rahat bir ülke olacak. Ben 30–40 sene bekleyim mi? Yurt dışına da gitmek istemiyorum” dedi. “Bir nebze daha huzurluyum” diyen birinin hikayesini sloganların ötesinde bir yerden aktarabilmek de benim sorumluluğum oluyor bu durumda.

Bu terapilere giden LGBTİ + bireyler şüphesiz kendi içlerinde belli sorgulamaları hala yapıyor olabilirler. Bir şekilde hayatlarının bu aşamasında böyle bir durumun içindeler şu anda. Benim de amacım bu sorgulamaları biraz da olsa aktarabilmek. Homofobi ve transfobinin türlü türlü vehçesi var. Bu belgeselde ise terapi odasında geçen kısmı aktarılıyor.

--

--

Project Zoom

Impact Journalism Grant Programme // Medyada Değişim Yaratanlar İçin Hibe Programı