Sen İçe Dönük Değilsin Ki!

Project Zoom
2 min readDec 21, 2020

Hilal Erkoca — Bağımsız içerik üreticisi. Aynı zamanda, Kopenhag’da bir Sivil Toplum Kuruluşunda proje koordinatörü olarak çalışıyor. Yazı ve hikayeleri Biamag, 5 harfliler, Notos Dergi ve oggito.com’da yayımlandı. Project Zoom’a, iş hayatında içe dönüklüğü ile sıkıntı yaşayan kadınların hikayesini anlatmak için başvurdu. Project Zoom’un desteğiyle, içe dönük kadınları dahil ettiği bir multimedia hikayesi bir de web sitesi üzerinde çalışıyor.

Web sitesi: https://www.project-cactus.com/multimedia-hikaye

İngilizce: https://www.project-cactus.com/multimedia-story

İçe dönük kadınlar ve iş hayatı/liderlik konusunu incelemeye başladığımdan beri, etrafımızın nasıl büyük önyargılarla çevrildiğini gördüm, hayrete düştüm.

Çizim: Kristine Onarheim

İçe dönüklük gördüğü yerde kaçıp uzaklaşılması gereken, utanç verici bir kişilik yapısı olarak görülüyor. Bunu, herhangi birine ‘’içe dönüğüm’’ dediğinizde sizi teselli etmeye çalışmasından anlayabilirsiniz. ‘Geçmiş olsun, bundan sonra zor bir hayat seni bekliyor’ bakışlarıyla da karşılaşacaksınız muhtemelen. Kimileri de sanki, ‘’Yüzümün ortasında kocaman bir sivilce çıktı, çok çirkin oldum’’ demişsiniz gibi, teselli etmek için, ‘’Hayır canım, hiç öyle değilsin’’ diyecek.

Susan Cain, Türkçeye, Sakinler de Kazanır olarak çevrilmiş kitabında, dışa dönük idealinden bahseder; toplumların dışa dönüklüğü ulaşılması gereken bir hedef haline getirdiğini söyler. Hangi işe başvursak, kafamızı nereye çevirsek sessizliğin fikirsizlikle eş değer tutulduğunu, neredeyse başarısızlık sayıldığını görürüz.( Bunun gözlemlediğim sınırlı istisnaları yoga vb. aktiviteler).

Herkes tarafından kabul gören kanıksanmış yollarla iletişim kurmak ve sosyalleşmek sizi ‘başarılı’, ‘mutlu’ kişi yaparken; mesela, sunum yapmayı sevmiyor ama yazmaktan zevk alıyorsanız, bazı mesleklerde ve pozisyonlarda doğrudan ‘başarısız’ kategorisinde bulabilirsiniz kendinizi.

İçe dönüklerin genel nüfusun üçte birinden fazlasını oluşturduğu dünyamızda, ihtiyaçlarının hiç duyulmaması, önemsenmemesi; üstüne üstlük iş ortamlarında ‘sessiz’ ‘ soğuk’ ‘utangaç’ kategorilerine kolayca itilmeleri en çok da kadınları etkiliyor.

İçe dönük kadınların iş hayatında ne hissettiğini, gelecekten ne beklediklerini, yöneticilik/liderlik konusunda fikirlerini merak ediyordum. Birçok kadınla irtibata geçtim. Aklımdaki soruları sordum. Benimle kamera karşısında konuşmak isteyip istemediklerini anlamaya çalıştım. Beklenenin aksine çoğu utangaç değildi. Bütün içe dönüklerin utangaç, kendini sözlü ifade etmede zorlanan kişiler olduğu algısını sarsmak açısından beni mutlu eden bir gelişme oldu.

Bir otomotiv firmasında ürün müdürü olan Aydan’la iş hayatında içe dönükler olarak neden rol yapmak zorunda olduğumuzu konuştuk. İçe dönüklüğün lider profiline uygunluğundan bahsettik. Klinik psikolog Elif de bizi destekledi. Sonra İnsan Kaynakları direktörü Şule’ye sorduk. İçe dönük kadınların iş hayatında neden geri planda kaldığını, neler yapılabileceğini irdeledik.

Uzun uzun ettiğimiz sohbetlerden, kısa ama çarpıcı 3 video çıktı ortaya.

Bugünden yarına değişecek bir durum değil elbette. İçe dönüklüğünü saklamayan, hatta gururla söyleyen kadınlar bir anda çalıştıkları ortamların gözdesi olup kariyer basamaklarını hızla tırmanmayacaklar. Ama yalnız olmadıklarını, onlar gibi hisseden, ön yargılar denizinde boğulan başka kadınlar olduğunu da bilecekler. Güç alacaklar. Kendi usullerince konuşmaya, bu meseleyi tartışmaya başlayacaklar. O zaman belki, ‘’Sen içe dönük değilsin ki’’ diyerek teselli ettiğini zannedenlerin sayısı azalacak.

--

--

Project Zoom

Impact Journalism Grant Programme // Medyada Değişim Yaratanlar İçin Hibe Programı